İlişkilerde Sınırlar
İlişkilerde sınır koymak ve hayır diyebilme. Yapmak istemediğin davranışları reddedemeyip boyun eğdiğini mi düşünüyorsun? Henüz yeni tanıştığın birine yaşamın ile ilgili özel paylaşımlar yapıp duruyor, kendini kaptırıyor duygularının kontrolünü ele alamıyor musun? Karşındaki kişinin senden faydalandığını fark etmene rağmen ‘hayır’ diyemiyor, bu duruma engel olamıyor musun? Hak ettiğiniz saygıyı görmediğini mi düşünüyorsun? Yani eğer rahatsız olduğun bir durumun farkında olup o durumu değiştiremiyor musun? Belki de ilişkide sınır koyma konusunda eksikliklerin vardır. Haydi, ilişkilerde sınırlar ve bu konuda yapabileceklerimiz üzerinde duralım.
Sınır Koymanın Psikolojik Yönleri
Sınır koyma, hem kişisel hem de sosyal ilişkilerde sağlıklı bir yaşam sürdürmenin temel unsurlarından biridir. Psikolojik açıdan, sınır koyma, bireylerin kendi ihtiyaçlarını ve haklarını koruyabilmeleri, sağlıklı ilişkiler kurabilmeleri ve duygusal iyilik hallerini sürdürebilmeleri için kritik bir beceridir. Sınır koymanın psikolojik yönleri, bireylerin kendilerini daha iyi anlamalarına ve başkalarıyla dengeli ilişkiler geliştirmelerine yardımcı olabilir.
- Özsaygı ve Kendini Değerli Hissetme: Sınır koyma, bireylerin kendilerini değerli hissetmelerine ve özsaygılarını korumalarına yardımcı olur. Kendi sınırlarını belirleyerek ve bu sınırları koruyarak, bireyler kendilerine olan güvenlerini artırır ve kendi değerlerini başkalarına karşı savunabilirler. Özsaygı, kişisel sınırların belirlenmesi ve bu sınırların saygı görmesiyle güçlenir.
- Stres ve Kaygı Yönetimi: Sağlıklı sınırlar koymak, stres ve kaygıyı azaltabilir. Kendi sınırlarını belirleyen bireyler, başkalarının taleplerini ve beklentilerini yönetmekte daha başarılı olabilirler. Bu durum, bireylerin kendi ihtiyaçlarına ve sınırlarına saygı göstermelerine olanak tanır, böylece stres ve kaygı seviyeleri düşer. Ayrıca, sınır koyma, kişisel alanın korunmasını ve dolayısıyla daha az stresli bir yaşam sürmeyi sağlar.
- Sağlıklı İlişkiler: Sınır koyma, ilişkilerde dengeyi sağlamak için gereklidir. Sağlıklı sınırlar, bireylerin kendilerini ilişkilerde daha güvenli ve rahat hissetmelerini sağlar. Bu sınırlar, hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerde saygı ve anlayışın temelini oluşturur. İlişkilerde sınır koymak, taraflar arasında netlik ve güven oluşturur, böylece sağlıklı ve tatmin edici etkileşimler gerçekleşir.
- Duygusal Dayanıklılık: Sınır koyma, duygusal dayanıklılığı artırır. Kendi sınırlarını belirleyebilen bireyler, başkalarının duygusal yüklerinden daha iyi korunabilirler. Bu durum, duygusal olarak daha güçlü olmalarına ve zorluklar karşısında daha iyi başa çıkmalarına yardımcı olur. Ayrıca, sınır koyma, duygusal olarak tükenmişlik ve aşırı yüklenme riskini azaltır.
- Kişisel Sorumluluk ve Kontrol: Sınır koyma, kişisel sorumluluk ve kontrol duygusunu geliştirir. Bireyler, sınırlarını belirleyerek ve bu sınırları koruyarak, kendi yaşamları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olurlar. Bu durum, bireylerin kendi yaşamlarını yönlendirmelerine ve kişisel hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olabilir.
- İletişim Becerileri: Sınır koyma, etkili iletişim becerilerini gerektirir. Kendi sınırlarını net bir şekilde ifade edebilme yeteneği, bireylerin başkalarıyla açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmalarını sağlar. Bu, hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerde sağlıklı ve tatmin edici etkileşimlerin gerçekleşmesini destekler.
- Kişisel Alanın Korunması: Sınır koyma, kişisel alanın korunmasına olanak tanır. Kişisel alanın korunması, bireylerin kendi mahremiyetlerini ve kişisel alanlarını korumalarını sağlar. Bu, bireylerin kendilerini daha rahat ve güvende hissetmelerine yardımcı olur. Kişisel alanın ihlal edilmesi, duygusal ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir, bu yüzden sınır koymak bu tür durumların önüne geçer.
- Kişisel İhtiyaçların Karşılanması: Sınır koyma, bireylerin kendi ihtiyaçlarını tanımalarını ve bu ihtiyaçları karşılamalarını sağlar. Bireyler, kendi sınırlarını belirleyerek, ihtiyaç duydukları zamanlarda kendilerine yer açabilirler. Bu, bireylerin kendi iyilik halleri için gerekli olan zamanı ve alanı bulmalarına yardımcı olur.
- Kişisel Gelişim ve Özgürlük: Sağlıklı sınır koyma, kişisel gelişimi destekler ve bireylerin kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak tanır. Kendi sınırlarını belirleyebilen bireyler, kendi kimliklerini ve değerlerini daha iyi tanıyabilirler. Bu, kişisel özgürlük duygusunu artırır ve bireylerin kendi yaşam yolculuklarında daha bağımsız olmalarını sağlar.
Sınır koyma, bireylerin psikolojik sağlığı ve genel yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Kendi sınırlarını belirlemek ve bu sınırları korumak, bireylerin kendilerini daha iyi hissetmelerine, sağlıklı ilişkiler kurmalarına ve genel olarak daha tatmin edici bir yaşam sürmelerine yardımcı olur.
İlişkide Sınırlar Nedir ve Neden Önemlidir?
Sınır kelimesini ilk duyduğumuz an zihnimizde dışarıdan gelen darbelere karşı koruyucu bir
kalkan canlanabilmektedir. İlişkiler açısından baktığımızda ise, sınırlar iletişimin yapıcı olmasını
sağlayan bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İlişkilerde Sınır Koymak Kendimize ve karşımızdaki bireye nasıl biri
olduğumuzu ifade ettiğimiz, limitimizi ortaya koyduğumuz alandır. Sınırlar, sağlıklı ilişkiler
içerisinde olmamızı sağlarken bir yandan da benlik algımızı geliştirerek olduğu hali ile kendimizi
kabul ve yeterli hissetmemize yardımcı olur.
Hiçbir birey rahat hissetmediği bir ortamda olmak zorunda değildir. Yorgun hissettiğiniz bir gün
sevgiliniz tarafından dışarıya çağırıldığınız bir senaryoyu düşünelim. Çoğu kişi istemeye istemeye de olsa o buluşmaya gidecektir. Ancak bunu neden yapıyoruz? Neden istemediğimiz halde orada bulunmayı kendimizde zorunluluk olarak görüyoruz? Çocukluktan getirilen şemalarımız, (aman hayır deme, …’ya karşı gelme gibi) kendimizi açmamıza ve karşımızdakine gerçek duygularımızı ifade edememe noktasında büyük bir rol oynamaktadır. İlişkilerde Sınır Koymak Oysa dürüstçe ben bugün biraz yorgunum dışarıya çıkmak istemiyorum evde dinlenmek istiyorum demek sizi kırıcı ya da ihmalkâr bir partner (aynı şekilde arkadaş-kardeş-evlat vb.) yapmamakla birlikte kendinize ve iletişimde olduğunuz bireye saygı gösterdiğinizi hissettirir. Yeri geldiğinde hayır diyebilmek, ilişkinin daha sağlam olmasını sağlar.
Sınırlar aslında temelde bireyin kendisini tanıması ile de yakından ilişkilidir. Kendini tanıyan bir
birey sınırlarını net bir şekilde çizerek hayır demeyi başarır. Sınır koyan birey kendine değer verir, karşısındaki bireyin de sınırlarına saygı duyarak onları ihlal etmez. İlişkilerde Sınır Koymak Romantik ilişkilerde herkes tarafından kabul edilmiş, genel sınırlar yoktur. Yani kişilere özgüdür. İlişkide sınırlar, iki tarafın birlikte uyum sağladığı bir atmosferde bireylerin ilgi, ihtiyaç ve isteklerine göre şekil almaktadır.
Romantik ilişkileri sonlandırma noktasına taşıyan etkenleri incelediğimizde, ilişkide sağlıklı
konulamayan sınırların büyük payı olduğunu fark ediyoruz. İlişkilerde Sınır Koymak Sınırların olması, partnerimizin neye
kırıldığımızı, hangi noktada durulmasını istediğimizi, kaçınılması gereken tutumlarımızı ve
hassasiyetlerimizi anlayabilmesi açısından önemlidir.
İlişkide Sınır Koymak Ne Değildir?
- Sınırlar, doğru ya da yanlış davranışlar ile ilgili değildir. Bireyin hayata bakış açısı ve değer sistemine ilişkindir.
- Sınırlar, mutsuz olmaya yol açmaz, bireyin neşesini bozmaz. Tam tersine insanların hayattan aldığı zevki ve doyumu artırır.
- Sınırlar, aşılması güç bariyerler değildir. Yaşantılar, hayattan alınan dersler bireyi değiştirirken sınırları da değiştirir. Böylece sağlıklı sınırlar oluşturulur.
- Sınırlar, bireylerin bilakis romantik ilişki içerisinde partnerlerin birbirlerinden bir şey gizlemesi, dürüst olmaması, aralarında örülü duvarların bulunma durumu değildir. Çünkü sınırlar yıkıcı olmaktan ziyade yapıcıdır.
- Sana değer vermiyorum, seni sevmiyorum demek değildir. Aksine seni sevdiğim sana değer verdiğim, hayatımda yerin olmasını istediğim için sınırlarımı(zı) belirliyorum demektir.
Sınırlarımız Olmazsa En Fazla Ne Olabilir Ki?
- Sınırların olmaması, ilişkiyi suistimal edilmeye açık bir hale getirebilir. Partnerimizin rolü üstlenerek bizi yönlendirmesine yol açabilir.
- Çiftlerde aidiyet duygusunun kaybına neden olabilir. Evet, görünürde kötü bir problem yok ancak ben bu değilim ve buraya uygun olmadığımı fark ettim düşüncesi devreye girebilir.
- Sınırları net çizilmemiş bir birey romantik ilişki içerisinde özsaygısını kaybettiğini hissedebilir. Bu durum kendini üzdüğü gibi partnerine de olumsuz olarak yansır.
- Birileri yaşıyor ancak ben film şeridi gibi seyirci kalıp sadece izliyorum düşüncesi ile bireyde duygu-durum bozuklukları yaşanabilir.
Sınırları Korumak İçin İpuçları
- Sınırların net olması önemlidir. Fiziksel ve duygusal temas noktasında bireylerin günden güne değişmeyen, belirli sınırları ilişkilerindeki kişilere aktarması gerekir.
- Herkese sınırları eşit olarak uygulamak kişisel alanı koruma noktasında karşımıza çıkmaktadır. Partnerimize uyguladığımız ‘sınır esnekliğini’ (sevgilim sınırımı geçebilir anlayışı) arkadaşımıza gelince ‘katı/net’ sınırlar çizersek kendimizle çelişerek karşımızdakinin sınırlarımıza saygı duymamasına sebep olur.
- Bu benim için önemli farkındalığı ile hayır demeyi öğrenmek, sınırları korumanın bir diğer yoludur. Temeli çok başka nedenlere dayanan (sevilmeyen-istenmeyen biri olma korkusu, kaybetme korkusu, utangaçlıktan) konular olsa bile istenmeyen durumda ‘hayır’ diyebilmek mühimdir. Çünkü sınırlar özel alandır dolayısıyla da bizim için oldukça değerli konulardır. Bizim olduğu gibi ötekilerinin de özel alanı olduğunu bilerek onları sınırları ile kabul etmek ve saygı duymak önemlidir. Karşımızdakinin sınırlarına saygı duyarak, kendi sınırlarımıza da saygı duyulmasını sağlayabiliriz.
Son olarak;
Kimseye sınırlarımızı açıklamak zorunda değiliz. Reddeden, uymak istemeyen bireylere
kendimizi kanıtlamak zorunda değiliz. Kendimize yabancılaşmamak, ilişkilerde dürüst bir şekilde
sınırlarımızı çizmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha belirterek konuyu nokta
koyuyorum. Bu tarz problemler yaşadığınızda online terapi veya yüz yüze terapi aracılığıyla çift terapisine başvurabilirsiniz. Sağlıklı ilişkiler içinde büyüyüp gelişmemiz temennisiyle, sevgiyle kalın!
Yazar: Yeşim Anur