Çevremizde ilişkilerini uzun yıllar sürdürebilen çiftleri gördüğümüzde, bunu nasıl başardıklarını sorguladığımız, işin sırrının ne olduğunu merak ettiğimiz zamanlar olmuştur. Bazen de mevcut olan romantik ilişkimiz sonlandığında, bunun nedenini anlamaya çalıştığımız anlar da olmuştur. Romantik ilişkilerin devam etmesinde ya da sonlanmasında, bağlanma stillerinin önemli bir etkisi olduğunu biliyor muydunuz? Hadi gelin, bu bağlanma stillerine daha yakından bakarak, sizin hangi tarafa daha yatkın olduğunuzu bulmanıza yardımcı
olalım.

Bağlanma teorisinin kurucusu İngiliz psikanalist John Bowlby’e göre bağlanma,  “bireyin başka bir kişiden yakınlık bekleme eğilimi ve bu kişi yanında olduğunda kendisini güvende hissetmesidir.”(Bowlby, 1969). Ona göre, en önemli bağlanma anne-çocuk arasında başlar
ve buna göre şekillenir. Bebeklik döneminde, annenin çocuğa karşı olan tutumu, bireyin şu anki sosyal ve romantik ilişkilerini önemli ölçüde etkilemektedir. Bowlby’e göre, eğer anne ya da anne yerine bakım yapan kişi, bebeğinin ihtiyaçlarını görüp doğru bir şekilde karşılar, ona gerekli olan güvenli ortamı sağlarsa, çocuk, yetişkinlikte sağlıklı bir bağlanma stiline sahip olabilir. Diğer yandan, eğer anne çocuğunun ihtiyaçlarını görmezden gelip ihtiyacı olduğu güveni ve sevgiyi vermezse, çocuk, sağlıksız bir bağlanma biçimine sahip olabilir.

Güvenli Bağlanma 

Bu bağlanma stiline sahip bireylerin ihtiyaçları, anneleri tarafından
dengeleyici bir şekilde karşılanmıştır. İhtiyaç duydukları sevgi ve güven sağlanmıştır. Anne, çocuğuna karşı duyarlı ve sevgi dolu olmuştur. Bu bağlanma stiline sahip bireyin özelliklerine baktığımızda, kendisini ve karşısındakini sevilmeye değer görür, destekleyicidir ve
partnerinden destek görmek de ona iyi gelir. Yeri geldiğinde yardım istemeyi bilir. Özgüveni de yüksektir. Sosyaldir, arkadaş canlısıdır, rahat bir şekilde arkadaş edinebilir. Kendini değerli bulur ve pozitiftir. Dolayısıyla, güvenli bağlanma stiline sahipseniz, ilişkinizde mutluluğu, sevgiyi, güveni ve saygıyı yakalamak ve ilişkinizi sağlıklı bir şekilde sürdürmek mümkün.

Kaçıngan Bağlanma

Bu bağlanma stilinde anne çocuğuna karşı mesafeli, ilgisiz ve duyarsızdır. Çocuğunun ihtiyaçlarını karşılama konusunda kayıtsız kalır. Dolayısıyla çocuk, zamanla sevgi ve güven gibi duyguları aramaz, onların eksikliğini hissetmez. Bu duygular sonradan var olsa bile onlara karşı kayıtsız kalır. Bu bağlanma stiline sahip olan birey, dışarıdan gelebilecek herhangi
bir desteğe, sevgiye kapalıdır. Sorunlarını tek başına çözebileceğine inanır ve kimseden yardım istemez. Özgüveni oldukça yüksektir. Başka bir deyişle, kendine olan benlik algısı
olumlu iken, başkalarına karşı olumsuzdur. Kimseye kolayca güvenmez. Bu bağlanma stiline sahip olan birey, partnerinden gelen ilgi ve sevgiden kaçar, kendi kabuğuna çekilir ve bağlanmaktan korkar.

Kaygılı Bağlanma
Bu bağlanma stilinde anne, çocuğunun ihtiyaçlarını karşılama konusunda tutarsız ve istikrarsız davranmış, kararsızlık yaşamıştır. Hangi durumlarda nasıl davranması konusunda çocuğuna karışık sinyaller vermiştir. Bebeğin ihtiyacı olduğu zaman, anne kimi zaman bebeğin yanındayken, kimi zaman da değildir. Dolayısıyla bebek, güvenli olan ortamı hissedememiş, annenin bir anda ortadan kaybolması onda yoğun kaygılara sebep olurken, annenin geri dönmesi bu kaygıyı azaltmamıştır. Kaygılı bağlanan birey, kendisi hakkında olumsuz bir benlik algısına sahipken, başkaları hakkında olumlu benlik algısına sahiptir. Kendini değersiz bulur, sevilmeye değer görmez. 

Bu bağlanma stiline sahip olan birey, ilişkilerinde yüksek derecede bir kaygı yaşar ve bunu partnerine birçok kez yansıtır. Partnerinin onu terk edeceğinden, bırakacağından korkar ve onu sürekli kontrol etmeye çalışır. Nerede olduğunu, ne yaptığını sorar, gereğinden fazla ilgi gösterir. Bu durumlar da ilişkide yıpranmalara sebep olur.