öfke

SALDIRGANLIK NEDİR?

Saldırganlık nedir? Günlük hayatımızda hepimiz her an saldırganlığa maruz kalabiliyoruz veya başkalarını maruz bırakabiliyoruz. Peki hayatımızda çok sık karşılaştığımız bu kavramı gerçekten tam anlamıyla biliyor muyuz? Saldırganlık aslında nedir? Saldırganlık, fiziksel veya psikolojik olarak kişilerin kendilerine veya çevrelerine öfke gibi düşmanca duygularla  kasıtlı davranışlarda bulunmalarıdır. Saldırganlığı tek bir kavram olarak ele almak pek doğru olmaz. Saldırganlığın çeşitleri bulunmaktadır. Peki saldırganlığın çeşitleri nelerdir?

Saldırganlığın Psikolojik Temelleri

Saldırganlık, bireylerin kendilerini, başkalarını veya çevrelerini zarar verme amacı güderek davranışlarda bulunmaları olarak tanımlanabilir. Psikolojik açıdan, saldırganlığın birçok farklı kökeni ve etkileyeni vardır. Saldırgan davranışların anlaşılması, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bu davranışların yönetilmesine ve azaltılmasına yardımcı olabilir. İşte saldırganlığın psikolojik temelleri:

1. Genetik ve Biyolojik Faktörler

Genetik ve biyolojik faktörler, saldırgan davranışların oluşumunda önemli bir rol oynayabilir. Araştırmalar, bazı genetik yatkınlıkların ve biyolojik yapıların saldırganlık eğilimleriyle ilişkili olduğunu göstermektedir. Örneğin, beyin bölgeleri (özellikle amigdala ve prefrontal korteks), hormonlar (testosteron gibi) ve nörotransmitterler (serotonin gibi) saldırganlık üzerinde etkili olabilir. Bu biyolojik etmenler, bireylerin çevresel stres faktörlerine nasıl tepki verdiklerini etkileyebilir.

2. Psikodinamik Teoriler

Psikodinamik teoriler, saldırganlığın, bireylerin içsel çatışmaları ve bastırılmış duyguları ile ilişkili olduğunu öne sürer. Sigmund Freud’un kuramına göre, saldırganlık, içsel öfke ve düşmanca duyguların dışa vurumu olarak görülebilir. Bu duygular, bireyin bilinçdışında bastırılmış olabilir ve zamanla agresif davranışlara yol açabilir. Psikodinamik teoriler, bireylerin geçmiş travmaları ve aile dinamiklerinin de saldırganlık üzerinde etkili olabileceğini savunur.

3. Öğrenme Teorileri

Öğrenme teorileri, saldırganlığın öğrenilmiş davranışlar olarak gelişebileceğini öne sürer. Albert Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre, bireyler, saldırgan davranışları gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenebilirler. Medya, aile üyeleri ve sosyal çevre, bireylerin saldırgan davranışları öğrenmelerinde ve bu davranışları normalleştirmelerinde etkili olabilir. Ayrıca, saldırgan davranışların ödüllendirilmesi veya olumlu sonuçlar doğurması, bu davranışların devam etmesine yol açabilir.

4. Bilişsel Faktörler

Bilişsel faktörler, bireylerin saldırgan davranışları nasıl algıladıkları ve düşündükleri ile ilgilidir. Bilişsel teorilere göre, bireyler, çevresindeki uyarıcılara ve olaylara saldırgan bir şekilde yanıt verme eğiliminde olabilirler. Örneğin, bireyler, başkalarının niyetlerini yanlış anlamak veya olumsuz yorumlara aşırı tepki vermek gibi bilişsel önyargılara sahip olabilirler. Ayrıca, kendine zarar verme veya başkalarına zarar verme gibi bilişsel çarpıtmalar da saldırganlığı tetikleyebilir.

5. Çevresel ve Sosyal Faktörler

Çevresel ve sosyal faktörler, saldırganlık üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Aile dinamikleri, sosyal çevre ve kültürel normlar, bireylerin saldırgan davranışlar geliştirmelerinde etkili olabilir. Örneğin, aile içindeki şiddet, çocukluk dönemindeki travmalar ve sosyal dışlanma, bireylerin saldırgan davranışlar geliştirmelerine yol açabilir. Ayrıca, toplumsal cinsiyet rolleri ve kültürel normlar, bazı davranışların saldırgan olarak algılanmasına neden olabilir.

6. Duygusal ve Psikolojik Durumlar

Duygusal ve psikolojik durumlar da saldırganlığı etkileyebilir. Yüksek stres seviyeleri, öfke, anksiyete ve depresyon gibi duygusal durumlar, bireylerin saldırgan davranışlarda bulunma riskini artırabilir. Öfke yönetimi becerilerinin eksikliği, bireylerin duygusal tepkilerini kontrol etmelerini zorlaştırabilir ve bu da saldırganlık riskini artırabilir.

7. Sosyal Etkiler ve Gruplar

Sosyal etkileşimler ve grup dinamikleri, bireylerin saldırganlık davranışlarını etkileyebilir. Gruplar içinde baskı, rekabet ve kimlik oluşturma süreçleri, bireylerin saldırgan davranışlar sergilemelerine yol açabilir. Grup içi normlar ve değerler, bazı davranışların kabul edilebilir veya teşvik edilebilir olduğunu gösterebilir. Ayrıca, sosyal onay ve grup üyeliği, bireylerin saldırgan davranışları benimsemelerine neden olabilir.

Saldırganlığın psikolojik temelleri, çok boyutlu bir yapıya sahiptir ve bireylerin çeşitli içsel ve dışsal etmenlerden etkilendiğini gösterir. Bu temellerin anlaşılması, saldırgan davranışların yönetilmesi ve azaltılması için etkili stratejilerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Bu süreçte, bireylerin psikolojik destek ve eğitim almaları, saldırganlıkla başa çıkma ve sağlıklı davranışlar geliştirme konusunda önemli bir adım olabilir.

SALDIRGANLIĞIN ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Saldırganlığı nedenlerine göre iki başlıkta ele alabiliriz. Bunlar;

  1. Düşmanca saldırganlık: Düşmanca saldırganlık kavramı bir kişinin başka bir bireye acı vererek veya yaralamak için öfke gösterilmesi durumudur.
  2. Araçsal saldırganlık: Asıl amacın acı vermek veya yaralamak olmadan belirli bir amaca ulaşmak için yapılan saldırganlıktır. Örneğin; kendini korumak için yapılan saldırganlık eylemleri.

Saldırganlık deyince herkesin aklına ilk olarak yukarıda da bahsettiğim saldırganlık türleri gelmektedir. Fakat saldırganlık sadece fiziksel güç göstererek gerçekleştirilen bir eylem değildir. Saldırganlık; vurma, itme, şiddet gösterme eylemi yapmadan da karşıdaki bireyin psikolojisine yönelik yapılan bir eylem de olması mümkündür.

ergenlerde Saldırganlık nedir?

SALDIRGANLIĞI ORTAYA ÇIKARAN ETMENLER NELERDİR?

  • Yoksulluk
  • Eğitim düzeyi
  • Bireyin çevresinden ihtiyacı olan desteği alamaması
  • Engellenmişlik hissi
  • Cinsiyet
  • Geçmişte yaşanılan saldırganlık deneyimleri
  • Madde ve alkol kullanımı
  • Kalabalık ortamlar

SALDIRGAN MI DOĞARIZ? SALDIRGAN MI OLURUZ?

İnsanların neden ve nasıl saldırgan davranışlar gösterdiği konusuna gelince kaşımıza bir tartışma konusu çıkmaktadır. Saldırganlık doğuştan mı gelir, sonradan mı öğrenilir? Bu tartışma konusu çoğu herkesi fikir ayrılığına sürüklemektedir. Fakat çoğu sosyal psikologlar, insanların saldırganlık kapasitesi ile doğduğuna inanmaktadır fakat bu durumun bireyin içinde yaşadığı kültürden etkilenebileceğini savunmaktadırlar. Saldırganlık nedir? Kültürler arasındaki saldırganlık düzeyleri de karşılaştırıldığında belirgin bir fark olduğu ortaya çıkmaktadır. İşbirliği içinde olup sürekli bir dayanışma ortamı sağlayan kültürlerde saldırganlığın görülme olasılığı daha düşüktür. Fakat daha çok benmerkezci ve bireysel olan kültürlerde ise saldırganlık görülme olasılığı daha yüksektir.

Çocuklarda Saldırganlık nedir?

SALDIRGANLIK NASIL ÖĞRENİLİR?

Bu soruyu Psikolog Albert Bandura’nın sosyal bilişsel öğrenme teorisi ile açıklayabiliriz. Bu teori saldırganlığın gözlemleyerek öğrenilebilecek bir eylem olduğunu söylemektedir. Aynı zamanda öğrenme yoluyla saldırganlık yerine başka bir olumlu olayı yerine koymak da mümkün olduğunu ileriye sürmektedir. Bunun gerçekleşmesi için ise yapılması istenilen davranışı  ödül yoluyla pekiştirilmesi gerektiği söylenmektedir. Özellikle çocuklarda etkili olan bu öğrenme modeli etraflarında bulunan ebeveynler tarafından şekillendirilir. Çocuklar etrafındaki her şeyi ve herkesi çok dikkatli bir şekilde izlerler. Sonrasında ise dikkatli izlenilen hareketleri hatırlayıp zihinlerinde tutarlar ve bu aşamada ödül ve cezanın etkisi çok büyüktür. Zihinde tutulan bu olayı taklit ederek gerekli motivasyonu da bulduklarında ise davranış olarak dışarıya yansıtırlar. Olayı daha iyi bir şekilde anlayabilmek için Bobo Doll deneyini inceleyelim.

BODO doll deneyi

BOBO DOLL DENEYİ:

Bahsettiğimiz gibi Bobo Doll deneyi Alber Bandura tarafından gerçekleştirilen, model alarak öğrenmeyi en iyi şekilde açıklayan deneylerden biridir. Deneyde okul öncesi dönemdeki çocuklar kullanılmıştır. Çocuklar yetişkin bir modeli hacıyatmaz oyuncağını döverken gözlemlemişlerdir. Yetişkin model hacıyatmaz oyuncağına çekiçle vurdu, havaya fırlattı ve tekmeler atarak dövdü ve bunu yaparken de nefret içeren kelimeler kullanarak eylemlerine devam etti. Sonrasında ise çocuklar tek başına aynı odaya bırakıldı. Yetişkin modeli izleyip gözlemleyen çocuklar aynı saldırgan davranışları hacıyatmaza uygulamışlardır. Yetişkin modeli izlemeyen çocuklar ise aynı odaya koyulduğunda hiçbir saldırgan davranışta bulunduğu gözlenmemiştir. Deneyden çıkarabileceğimiz en önemli sonuç; çocuklar çok iyi gözlemcilerdir. Etraflarında olup biten her şeyi iyi de olsa kötü de olsa gözlemleyip taklit etme potansiyelindedir.

Saldırganlık nedi

ERKEKLER Mİ DAHA SALDIRGANDIR YOKSA KADINLAR MI?

Bu tartışma konusunda önemli olan bir soru vardır fiziksel olarak gerçekleştirilen saldırganlık mı yoksa ilişkisel yolla gerçekleştirilen saldırganlıktan mı bahsediyoruz? Erkeklerin fiziksel saldırganlıkta bulunma ve kavga etme olasılıkları kadınlara oranla daha fazladır. Fakat ilişkisel saldırganlık yani ikili ilişkilerde manipülasyon yoluyla karşısındaki kişiye zarar verme eyleminde bulunma olasılığı kadınlarda daha fazla görülmektedir. Yani saldırganlığın türüne göre cinsiyetin de saldırganlık eylemini etkilediğini söyleyebiliriz.

PEKİ SALDIRGANLIK NASIL AZALIR?

  • Spor ve sanata yönelmek
  • Ebeveynler tarafından çocukların yaptığı saldırgan davranışlara tolerans gösterilmemelidir. Tolerans göstermek saldırganlığın devamını getiren bir eylem olur.
  • Ebeveynler çocuklar için iyi birer model olmalıdır.
  • Saldırgan davranışlar ceza ile azaltılmaya çalışılmamalıdır. Ceza kişide ters etki oluşturarak saldırgan ve asi davranışları daha fazla arttırabilir.
  • Sosyal olunabilecek uygun alanlar oluşturulmalıdır.
  • Gergin ve sinirli olan kişiyle tartışmaya girilmemelidir. Tartışma ortamı kişinin öfkesini ve saldırganlığını arttırmaktadır.
  • Olumlu davranış pekiştirilmelidir.
  • Kendi kendine konuşarak saldırganlığı azaltmak için kendini sakinleştirici cümleler kurabilirler.

Saldırganlık nedir? Saldırganlık kavramını ne kadar psikolojik terimlerle açıklamaya çalışsak da hiçbir açıklama saldırganlık davranışını normalleştirmeye yetemez. Bobo Doll deneyinde de gördüğümüz gibi çoğu davranışımızın kökeni ebeveynlerimize dayanmaktadır. Saldırganlık davranışını da azaltmak için öncelikle çocuklara ilk eğitimlerini veren ebeveynlerinin bilinçlendirilmesi gerekir. Ne kadar çok bilinçli ebeveyn o kadar çok umut vaat eden gelecek demektir.

Yazar: Buse Toper

5 10 oy
YAZI PUANI
Abone
Bildir
guest
3 Yorum
En Çok Oylanan
En yeni En eski
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle