Anlaşılma İhtiyacı

Yaşamın Olmazsa Olmazı “Anlaşılma İhtiyacı”

Anlaşıldığımız ortamda var olup, var olduğumuz ortamda anlaşabiliyoruz. Doğduğumuz
andan itibaren ömür boyunca en çok ihtiyacımız olan şeylerden biri “anlaşılmak”. Bu
anlaşılma isteği; hayatın başlangıcı aşamasından itibaren yani bebeklik döneminden itibaren,
kimi zaman temel fizyolojik ihtiyaçların (yemek yeme, uyku vb.) karşılanması bakımından;
kimi zaman da duygusal ihtiyaçların (sevilme, iletişim kurma ihtiyacı vb.) karşılanması
bakımından olabilir.

Özellikle de başlangıç olarak ailemizde anlaşılma ihtiyacı duyarız. Daha sonraki süreçlerde arkadaşlık ilişkilerimizde, iş hayatında, romantik ilişkimizde hep bir anlaşılma ihtiyacı duyarız. Bu anlaşılma ihtiyacının temelleri de içine doğduğumuz ailede atılır. Ailemizin bizim anlaşılma ihtiyacımızı ne düzeyde ve ne şekilde karşıladığı da ileriki süreçlerdeki ilişkilerimizi etkilemekte ve bu ilişkiler üzerinde belirleyici rol oynamaktadır.

Anlaşılma İhtiyacı

Ailelerin Çocuklarının Anlaşılma İhtiyaçlarına Yönelik Verdikleri Sağlıklı Sağlıksız Tepkiler

Küçük bir çocukken keyifli bir şekilde oyun oynarken düşüp canımız acıdığı için
ağladığımız veya da arkadaşımızla bir oyuncağımızı paylaşmak istemeyip öfkelendiğimiz
zamanlarda kendimize güvenli liman olarak gördüğümüz ailemizin yanına gidip olan biteni
anlatırız. Burada ailenin tepkisi; “Bunda ağlanacak ne var?, Erkek adam hiç ağlar mı? vb.”
gibi ifadeler olursa çocukların duyguları incinip, çocuklar “Acaba ben yanlış bir şey mi
yapıyorum?” diye düşünebilir. Böyle bir tepki ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkiyi
zedeleyebilir ve çocuk açısından pekte sağlıklı olmayan bir tepki olabilir. Ailelere bazen çocukların ağladığı durumlar ya da problemler çok küçük görünebilir. Burada unuttuğumuz
bir nokta var ki çocuğun yaşadığı olaya yetişkin gözüyle bakıyoruz ve hangi duruma nasıl
tepki vereceğini en doğru biz biliyoruz diye düşünebiliriz, hâlbuki o durumu yaşayan bir
çocuk ve yaşamın olmazsa olmazı anlaşılma ihtiyacını dışarıya yansıtıyor.

Böyle bir durumda çocuğun ihtiyacı olan; ailesi tarafından yargılanmaktan ziyade anlaşılmak, onların koşulsuz sevgisini ve desteğini hissedebilmek. Bu sayede çocukla aramızda güvenli/sağlıklı bir ilişki kurabiliriz. Bu ifadeler yerine; “Şu an düştün, canın acıyor onun için ağlıyorsun bir dahaki sefere daha dikkatli olabilirsin, ben senin yanındayım.” “Kimi zaman
sevdiğimiz bir oyuncağı başkasıyla paylaşmakta güçlük yaşayabiliriz, duygularını her
zaman bizimle paylaşabilirsin, duygularını bizimle açık bir şekilde paylaştığın sürece
senin ihtiyacına cevap verebiliriz.” gibi tepkilerde bulunmak daha sağlıklı bir
iletişimin/ilişkinin oluşmasını sağlayacaktır.

Anlaşılma İhtiyacı

Toplumsal Cinsiyet Kavramının Anlaşılma İhtiyacı ile İlişkisi

Kimi zaman öğrenmiş ve yaşamış olduğumuz toplumsal cinsiyet algılarının devamını
çocuğa yansıtıyor olabiliriz. Toplumsal cinsiyet yargısında genel olarak erkek cinsiyeti; daha
güçlü, ağlamayan, duygularını bastıran, daha sert yapıda biri olarak görülürken; kadın
cinsiyeti; daha naif, kırılgan, duygularını belli eden, anaç bir yapıda tanımlanabilmektedir. Bu
tanımlamalara sıkışıp kalmak bireylerin duygularını yok saymasına arzu ettiği gibi
yaşayamamasına, kendi benliğini tam anlamıyla ortaya koyamamasına ve yaşamın olmazsa
olmazı anlaşılma ihtiyacından da mahrum kalmasına sebebiyet verebilir. İfade edilmeyen ve yaşanmayan hiçbir duygu yok olup gitmez belki bir şekilde bastırırsınız, görmezden
gelirsiniz ama muhakkak ki günün birinde bir şekilde gün yüzüne çıkar.

Toplumsal yargılara göre duygular kadın-erkek olmak üzere ayrımlaştırılıp cinsiyete
göre duygu atıfı yapılabiliyor. Oysaki duyguların kadını erkeği olmaz, duyguların cinsiyeti
yoktur. Mutluluk, sevgi vb. nasıl bir duyguysa mutsuzluk, öfke, üzüntü, korku vb. bunlarda
birer duygu. Önemli olan bu duyguları yok saymaktan bunları bir zayıflık gibi görüp bireyin
kendisini suçlamasından ziyade sağlıklı bir şekilde bu duygusunu yüzeye çıkarıp yaşamasıdır.
Ve bireyler ancak bu duyguları da özgürce yaşarsa kendini daha iyi hissedecektir ve kendi
benliğini özgürce ortaya koyabilecektir.

Anlaşılma İhtiyacını Sağlıklı Bir Şekilde Nasıl Karşılayabiliriz?

  • Sağlıklı nesiller yetiştirmek ve sağlıklı bir nesil olmak istiyorsanız cinsiyetlere
    yüklenen toplumsal yargılardan kendinizi/çocuğunuzu koruyun.
  • Cinsiyetinizden dolayı duygularınızı/hislerinizi bastırmak için
    kendinizi/çocuğunuzu zorlamayın.
  • Bireylerin yaşadığı durumlara karşı olayları küçümsemekten ziyade, olaya o
    kişi açısından bakmaya çalışın.
  • “Bunun için kendini üzmeye değer mi?,” “Sen güçlü birisin buna mı kırıldın?”
    “Sen de çok alıngan olmaya başladın.” gibi ifadeleri kullanmaktan kaçının. Bu
    ifadeler yerine; “Zor bir durum yaşamışsın, bu süreçte ben senin yanındayım.”
  • “Bazen kırgın, kızgın, öfkeli hissedebilirsin, bu duyguları yaşamak senin için
    zor olsa da kendini zorlama hissettiğin duyguyu yaşamak için kendine izin ver.”
    vb. gibi daha yapıcı söylemlerde bulunun.
  • Bulunduğunuz ortamda anlaşılmadığınızı, ihtiyaçlarınızın görülmediğini
    düşünüyorsanız bunu o kişiyle açık bir şekilde paylaşabilirsiniz. Eğer olumlu
    yönde bir değişim olmuyorsa o kişiyle aranızdaki ilişkiyi ve beklentilerinizi
    yeniden değerlendirebilirsiniz.

“Duygularımızı/hislerimizi özgürce ifade ettiğimiz, özgürce yaşadığımız; anlaşılma
ihtiyacımızın karşılandığı ve başkalarının anlaşılma ihtiyacını karşılayabildiğimiz bir nesil olmak ve nesil yetiştirmek umuduyla.”

Yazar: Psikolojik Danışman Didem NURAY

Instagram: @psk.dan.didemnuray

Sonra ki yazımızı inceleyin Stres Nedir?

5 9 oy
YAZI PUANI
Abone
Bildir
guest
0 Yorum
En Çok Oylanan
En yeni En eski
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle