Belirsizlik Nedir?
Belirsizlik nedir? Deprem sonrasında sığınağımız olan evlerimizden kendimizi dışarı attıktan sonra o boşluk hissi içindeki düşünceler kaçımızı sarıp sarmalamadı? Bu sarsıntı ardından gerçekleşmeyen her deprem şimdi değilse hangi vakit duyguları içerisinde, kişiyi kaygıya gark eder. Meselemiz sadece depremden korkmak olsaydı yaşanıp bitmiş olan bu olayın bizi korkutmaması gerekirdi. Biz insanları endişelendiren bir başka sorun daha var: Belirsizlik!
Belirsizlik, insanı büyük ölçüde kaygıya sevk eden, içinde bulunduğu konfordan uzaklaşmasına sebep olan en önemli etkenlerden; üstelik yaşamımızı idame ettiğimiz dünya ise belirsizliklerle dolu. Ne kadar öngörülerimiz devrede olsa da birçok şeyin önünü alamıyoruz ve bizim tercihlerimizle oluşan belirsizlikler olduğu kadar bizim dışımızda bağımsız bir şekilde meydana gelen ve müdahalemizin kısıtlı olduğu durumlar da mevcut. Belirsizlik demek bilinmeyeni tecrübe etmek demektir ve bu çoğu zaman kişide kaygı, çaresizlik hisleri uyandırır. Bireyin algıladığı eksik bilgi nedeniyle bilinmeyeni deneyimlemek de belirsizliğin yoğunlaşmasına neden olur.
Olayları onları müşahede ettiğimiz zihin penceresinden algılar, zihin haritalarımızda ve yaşanılan deneyimlerin de yardımıyla anlamlandırırız. Belirsizlik olduğu takdirde de içinde bulunduğumuz durumu tanımlayabilmek ve tanımak o nispette müşkül olur, bu durum geleceğe olan hazırlık sürecimizi de büyük ölçüde kesintiye uğratabilir ve kaygıya karşı olan savunmalarımızı zayıflatabilir.
Belirsizliğin Kaynakları
Belirsizliğin kaynakları, bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları çeşitli durumlar, olaylar ve çevresel faktörlerden oluşur. Bu kaynaklar, insanların kontrol edemedikleri ya da öngöremedikleri durumlar nedeniyle endişe ve kaygı yaşamalarına neden olabilir. Belirsizliğin yaygın kaynakları arasında sosyal, ekonomik, politik ve kişisel unsurlar yer alır.
- Sosyal Faktörler: Belirsizlik, sosyal ilişkilerden ve etkileşimlerden kaynaklanabilir. Örneğin, insanlar arası iletişimde yaşanan belirsizlikler, diğer insanların niyetlerini ve tepkilerini tahmin edememe durumu, kişiler arası çatışmalar ya da belirsiz ilişkiler, bireylerde endişeye yol açabilir.
- Ekonomik Faktörler: Finansal durumdaki belirsizlikler, bireylerin iş güvencesi, gelir durumu, yatırım kararları ve genel ekonomik durumla ilgili endişeler yaşamasına neden olabilir. Ekonomik belirsizlik, bireylerin geleceklerine dair güven duygusunu zedeleyebilir.
- Politik Faktörler: Siyasal istikrarsızlık, hükümet politikalarındaki değişiklikler, uluslararası ilişkilerde yaşanan gerilimler gibi faktörler de belirsizlik kaynağı olabilir. Politik belirsizlikler, bireylerin gelecek beklentilerini ve sosyal huzurunu olumsuz yönde etkileyebilir.
- Kişisel Faktörler: Kişisel düzeyde belirsizlik, bireylerin yaşamlarındaki önemli kararlar ve dönüm noktalarıyla ilişkilidir. Sağlık sorunları, kariyer değişiklikleri, ailevi meseleler gibi konular bireylerde belirsizlik yaratabilir. Bu belirsizlikler, gelecekteki sonuçların kestirilememesi nedeniyle stres ve kaygıya yol açabilir.
Belirsizliğin kaynakları, bireylerin yaşamlarında belirsizlikle nasıl başa çıkacaklarını belirlemek açısından önemlidir. Bu faktörlerin farkında olmak, bireylerin belirsizliği daha iyi yönetmelerine ve bu süreçle başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
Belirsizliğin Psikolojik Etkileri
Belirsizlik, bireylerin zihinsel ve duygusal durumları üzerinde derin etkiler yaratabilir. Bu durum, insanların kontrol edemedikleri ya da öngöremedikleri olaylarla başa çıkarken yaşadıkları stres, kaygı ve korkunun temel kaynağıdır. Belirsizliğin psikolojik etkileri, bireylerin genel ruh sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlara yol açabilir.
- Kaygı ve Endişe: Belirsizlik, insanların gelecekte ne olacağı konusunda net bir bilgiye sahip olmamaları nedeniyle yoğun bir kaygı ve endişe hissetmelerine neden olur. Bu durum, sürekli olarak “en kötü senaryo” düşüncesine yol açarak, bireylerin günlük yaşamlarını zorlaştırabilir. Kaygı düzeyinin artması, uzun vadede anksiyete bozukluklarına yol açabilir.
- Stres: Belirsizlik, bireylerde sürekli bir stres durumu yaratır. İnsanlar, belirsizlikle başa çıkmak için yoğun bir şekilde düşünmek ve strateji geliştirmek zorunda kaldıklarında, bu durum fiziksel ve zihinsel stres seviyelerini yükseltir. Sürekli stres altında olmak, vücutta kortizol seviyelerinin artmasına ve uzun vadede tükenmişlik sendromu gibi ciddi sorunlara yol açabilir.
- Karar Verme Güçlüğü: Belirsizlik, insanların karar verme süreçlerini olumsuz etkiler. Gelecek hakkında net bir bilgiye sahip olmadıklarında, bireyler doğru kararı vermekte zorlanır ve bu durum, karar verme süreçlerinin uzamasına ya da yanlış kararlar alınmasına yol açabilir. Bu belirsizlik hali, özellikle hayatın önemli alanlarında (kariyer, ilişkiler, finansal durum vb.) büyük bir içsel çatışmaya sebep olabilir.
- Özgüven Kaybı: Belirsizlik, bireylerin kendilerine olan güvenini zedeleyebilir. Geleceği kontrol edememe hissi, bireylerin kendi yeteneklerine ve karar verme becerilerine olan inancını sarsabilir. Özgüven kaybı, kişinin genel yaşam tatminini düşürebilir ve sosyal ilişkilerde geri çekilme gibi davranışlara yol açabilir.
- Depresyon: Uzun süreli belirsizlik durumları, bireylerin ruhsal dengelerini olumsuz etkileyerek depresyon riskini artırabilir. Belirsizlik, kişinin geleceğe dair umutlarını yitirmesine ve yaşamın anlamsızlaştığını hissetmesine neden olabilir. Bu durum, enerji kaybı, ilgi azalması ve genel bir mutsuzluk hissiyle karakterize edilen depresyon belirtilerini tetikleyebilir.
- Bilişsel Çarpıtmalar: Belirsizlik, bireylerin olayları ve durumları aşırı olumsuz bir şekilde yorumlamasına yol açabilir. Bu tür bilişsel çarpıtmalar, bireylerin gerçekte var olmayan tehditleri algılamalarına ve kendilerini sürekli bir tehlike altında hissetmelerine neden olabilir. Bu durum, kişilerin olayları ve durumları sağlıklı bir perspektiften değerlendirmelerini zorlaştırır.
Belirsizliğin psikolojik etkileri, bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Ancak, bu etkilerin farkında olmak ve uygun başa çıkma stratejileri geliştirmek, belirsizlikle daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmayı sağlayabilir.
Belirsizliğe Tahammülsüzlük
Belirsizlik nedir? Belirsizliğe tahammülsüzlük belirsiz bir olay veya duruma, bu olayın/durumun gerçekleşme olasılığından ve ilişkili sonuçlarından bağımsız olarak olumsuz tepki verme eğilimidir. Belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyi yüksek olan bireyler gelecekteki olası olumsuz olayları kabul edilemez ve varlıklarını tehdit edici olarak görürler, belirsiz bir durumla karşılaştıklarında bu durumun bir felaketle sonuçlanabileceğine dair güçlü bir kanıya sahiptirler.
Tahammülsüzlüğe etki eden birçok faktör var, peki bu tahammülsüzlüğü yaşayan genel kişilik özellikleri hangileridir?
Mükemmeliyetçi, endişeli, garantici ve kontrollü olmayı seven kişiliklere sahip olan bireylerin bu durumu daha fazla yaşadığı görülmüştür. Bu kişiliğe sahip olan kimseler bir şeylerin ters gittiği inancına kapıldıklarında endişe duymaya başlarlar, endişeli bakışlar ise kainatta her şeyi endişe kaynağı olarak gösterir.
Obsesif kompulsif bozukluk, Yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal kaygı, depresyon, panik bozukluk ve yeme bozukluklarının belirsizliğe tahammülsüzlükle ilişkili olduğuna dair araştırmalar da mevcuttur. Belirsizliğe tahammülsüzlük bireyin üretkenliğini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürmektedir.
Belirsizliği Anlamlandırmak
Belirsizlikler hayatı yaşanılır hale getirmektedir. Tahammül edebileceğinden daha şey bilmesi insan için mutsuzluk kaynağıdır, taşınması zor olan bir yüktür. Dostoyeveski, “Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık” der, Yer Altından Notlar’da… Gorki ise ”Ne kadar az bilirsen, o kadar iyi uyursun” der.
Belirsizliği Sağlıklı Bir Şekilde Nasıl Karşılayabiliriz?
Belirsizlik nedir? Yaşam hevesimizi tüketen, bizi aydınlıklardan karanlıklara doğru itekleyen, terakkimizi durduran bu durumu sağlıklı bir şekilde karşılayabilmek için yapabileceklerimizi birkaç madde ile sıralamak istiyorum:
- Yaşayacağımız her olay/durum şeffaf, öngörülebilir olsaydı hayatımızın gizemi kaybolurdu ve yolculuğumuz bizi bu kadar heyecanlandırmazdı. Bu zaviyeden bakıldığında her şey net olsaydı, hayattan belki de bu kadar zevk alamazdık. Gelecek belirsiz olmasına rağmen, tüm uğraşlarımız yarınları iyi karşılamak adına. Belirsizlik kavramının içini bu olumlu düşüncelerle doldurmamız bizi yarınlara karşı daha ümitli yapacaktır.
- Belirsizliğe karşı tahammülümüzü artırmamız gerekiyor. Her şeyi öngöremeyiz, her şeyi kontrol altında tutamayız. Hayatın belirsizliklerden oluşan bir zincir olduğunu, belirsizliklerin de güzelliklerle neticelenebileceğini, her belirsiz durumun bizim için bir tehlike arz etmediğini idrak edelim.
- Yaşamımızdaki olayları belirgin ve olmayan diye bir ayrıma tabi tutalım ve belirgin olmayan durumlara belirginlik kazanana kadar müdahalede bulunmayalım.
- Düşüncelerin yalnızca düşünce olduğunu, her düşüncenin eyleme dönüşmediğini unutmayalım. Olaylar için gerçekçi değerlendirmelerde bulunalım.
- Bilinmeyeni tecrübe etmek bazen güç gelse de bize iyi gelecek yeni deneyimleri keşfetmemize katkı sunabilir.
Tüm bunlara rağmen belirsizlik içeren durumlar sizi dehşete sürüklüyor ise ve içinizden o kontrolcü hissi bir türlü atamıyor iseniz muhakkak destek almalısınız. Bu süreci tek başınıza atlatmak yorucu olabilir.
Yazar: Firdevs Vuslat ÇELEBİ